26 Haziran 2010 Cumartesi

Uyanın!

Share




Ya da.. İyi uykular!

25 Haziran 2010 Cuma

BDP ‘özerklik’ istiyor

Share BDP’li Belediye Başkanları ve il genel meclisi üyelerinin katıldığı toplantıdan yeni kararlar çıktı

Diyarbakır’da geçen hafta gerçekleştirilen BDP’li Belediye Başkanları ve il genel meclisi üyelerinin katıldığı toplantıdan, “özerk yönetim için” harekete geçme kararı çıktı. Toplantı sonunda yayınlanan bildiride Türkiye’nin Avrupa Birliği Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na koyduğu çekincelerin kaldırılması için mücadele kararı alındı. 7 il, 51 ilçe ve 40 belediye başkanlığını elinde bulunduran BDP’nin Grup Başkanvekili Bengi Yıldız da, Avrupa’daki demokratik özerklik uygulamalarını örnek göstererek, bu talebi savundu.

Yıldız, “Biz bu ülkeyi bölmek istiyoruz, bağımsız bir Kürt devleti kurmak istiyoruz” gibi bir söylemlerinin olmadığını ancak demokratik özerkliği istediklerini, Kürtlerin kendi kendini yönetmesi gerektiğini savunduklarını söyledi. Partisinin ortaya koyduğu demokratik özerklik projesinin, etnik bir demokratik özerklik projesi olmadığını kaydeden Yıldız, bir gazetecinin, “oraya gidiyor” sözleri üzerine, “Nereye gideceğine siz karar veriyorsunuz. Siz niyet okuyorsunuz. ’Oraya giderse bağımsız bir devlete de gider’ diyorsunuz. Avrupa’da demokratik özerklik, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi o ülkeleri bölmüş mü, güçlendirmiş mi?” dedi. Bengi Yıldız, “Bir toplum aldığı kararlarda söz ve yetki sahibi olduğunda, kendine güveni gelir, başka arayışların içerisine girmez” şeklinde konuştu.

www.gazetevatan.com
23.06.2010

24 Haziran 2010 Perşembe

26 yılın kanlı bilançosu

Share
www.gazetevatan.com
24.06.2010


1984’ten 2010 yılına 26 yılın kanlı bilançosu

PKK terör örgütünün 26 yıllık kanlı eylemlerinin sonuçları
Türkiye, PKK'nın ilk eyleme başladığı 1984'ten 22 Haziran 2010'daki Halkalı saldırısına kadar 6 bin 653 şehit verdi.


Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Mart 2009’da İran’a giderken “Kürt sorununda güzel şeyler olacak” diyerek ilk sinyalini verdiği “demokratik açılım”ın başlangıcından bu yana terörle mücadelede verilen şehit sayısı 134’e ulaşırken, Türkiye bölücü teröre 26 yıl içinde toplam 6 bin 653 şehit verdi. Bu dönem içinde 5 bin 687 vatandaş da hayatını kaybetti.

Genelkurmay Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre, PKK’nın ilk silahlı saldırısını düzenlediği 1984’ten Mart 2009’a kadar asker, polis ve geçici köy korucularından oluşan toplam 6 bin 520 kamu görevlisi şehit oldu.
Mart 2009’dan bu yana da 134 kişi daha şehit verildi. Böylece 1984 ile 22 Haziran 2010 günü Halkalı’da gerçekleştirilen bombalı saldırı dahil tüm şehitlerin sayısı 6 bin 654 oldu.

41.828 cana mal oldu

PKK’nın ilk eylemine başladığı 1984 ile Mart 2009 arasında toplam 29 bin 639 terörist ölü, 4 bin 937 terörist de yaralı ele geçirildi.
PKK terörü, şehit, hayatını kaybeden vatandaş ve ölü ele geçirilen terörist olarak toplam 41 bin 828 insanın hayatına mal oldu. 26 yıl boyunca toplam 21 bin 615 kişi de yaralandı. Böylece PKK ile mücadele sırasında 63 bin 443 kişi ölü veya yaralı olarak doğrudan zarar gördü.
2009 yılı Mart ayınden beri gerçekleştirilen saldırılarda verilen şehitler ve ölü ele geçirilen teröristler de dahil edildiğinde bu rakam 63 bin 500’ü geçmiş durumda. PKK terörü binlerce ailenin acılar içinde yaşamasına sebep olurken, bazı analistlere göre ekonomik maliyeti 300 milyar dolar olarak tahmin ediliyor.










Kürt açılımı politikası nedeniyle saldırılarına ara veren terör örgütü PKK’nın eylemlerine hız vermesi ve son iki ayda 50’nin üzerinde şehit verilmesi üzerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye’de ne zaman iyi birşeyler oluyor, ekonomik atılımlar yapılıyor, Türkiye ne zaman bölgesinde güçleniyor o zaman teaşeron örgüt devreye sokuluyor.” yorumunu yaptı. Terör eylemleri istatistikleriyle Türkiye ekonomisinin büyüme rakamları karşılaştırıldığında, Başbakanı doğrulayan bir sonuç ortaya çıkmıyor.

Türkiye, terör eylemlerinin en fazla olduğu ve en çok şehit verildiği 1990’lı yıllarda ekonomi krize girmişti. Ekonominin en istikrarsız olduğu ve kriz yaşandığı 1994 yılında terör şehitlerinin sayısı 1145 olmuştu.
Yine kriz yılı 2001’de şehit sayısı 20’ye kadar düşmüştü. Buna karşılık ekonominin yüzde 8.4 büyüme gösterdiği 2004 yılında şehit sayısı 105 olarak gerçekleşti. Terör uzmanı Ercan Çitlioğlu, terörün kendi mantığı ve stratejisi olduğunu, her zaman ekonomik gelişmelerle bağlantılı olmadığını söyledi.

















www.gazetevatan.com
24.06.2010

21 Haziran 2010 Pazartesi

11 Şehit- Nerdesiniz?

Share .
..

.


Önceki gece 250 PKK’lı, Hakkari Şemdinli’de Günyazı Köyü’nün Irak sınırındaki Tekeli Jandarma Taburu’na 3 ayrı noktadan roketatar ve otomatik silahlarla saldırdı. 5 saat süren sıcak çatışmada 9 Mehmetçik şehit oldu, 14 asker yaralandı... Dün öğle saatlerinde ise teröristlerin önceden döşediği mayının infilak etmesi sonucu 2 asker daha şehit oldu, 2 asker de yaralandı.

19.06.2010
www.gazetevatan.com

***********************************************************************************

FİLİSTİN için yırtındınız da...
Şimdi niçin ortalıkta yoksunuz?..
Niçin sesiniz çıkmıyor?..
Niçin televizyonları çağırıp iki parmağınızı birden sallamıyorsunuz?.. Niçin dünyayı ayağa kaldırmıyorsunuz?..
Nerdesiniz?..
*
Dün kadın okurum, attığı e-mail’de “Yaban güvercinlerini vurdular yine” diyordu...
Her şartta Mavi Marmara gemisinde ölenlerden kat be kat fazla gelen ilk haberlere göre vurulan Mehmetçiklerin sayısı...
Tabii ki onlara da yanmıştı yüreği, vicdanı olan herkes gibi... Ama yaban güvercinleri; bir pis siyasi planın, gemiye doldurulmuş kurbanları olarak ölmediler...
Ya da Filistin toprakları için...
Onlar; yurt topraklarını beklerken, Türkiye rahat uyusun diye, o gece karanlığında vatanları için canlarını verdiler...
*
İyi ama niçin o yeşil bayraklı kalabalıklar Kızılay’a-Taksim’e çıkıp bağırmıyorlar?..
Niçin yurdun dört bir yanında aynı anda mitingler başlamıyor?..
Niçin dinci yazarlar megafonları alıp tepinmiyorlar?..
Niçin toplu gıyabi namazlar kılınmıyor?..
Niçin sesi çıkmıyor mollanın?..
*
Niçin “Dünyayı başlarına yıkarız” diye parmağını dört bir yana sallamıyor ve acele hastanelere koşmuyor Başbakan?..
Hani “van minüt” mü ne?..
Bülent Arınç niçin televizyona çıkıp ağlamıyor?..
Dün “Genelkurmay’dan açıklama bekliyorum” diyebilen TBMM Başkanı, niçin o açıklamayı “açılım”ın mimarı Başbakan’dan isteyemiyor?..
O iktidar milletvekilleri niçin gözlerini sile sile koşup birer çılgına dönmüyorlar?..
Niçin acil kriz toplantıları yapılmıyor?..
Niçin belediye otobüsleri, şehirlerin meydanlarına sembolik “cihat” için bedava insan taşımıyorlar?..
Nerdesiniz?...

Nerde?

Bekir Coşkun
20.06.2010
www.haberturk.com

5 Haziran 2010 Cumartesi

Unutulan Gündem: 10 haftada 38 şehit!

Share *
*
*



Türkiye son 10 hafta içinde asker, polis ve korucu 38 evladını pkk terörüne kurban verdi.

2 Haziran 2010 Çarşamba

Kader bi' nevi

Share .
.


Başbakan Vekili Bülent Arınç, İsrail krizi nedeniyle, “Genelkurmay Harekât Başkanı Korgeneral Mehmet Eröz ve Deniz Harekât Eğitim Dairesi Başkanı Tuğamiral Cem Çakmak’la acilen toplanarak, konuyu enine boyuna incelediklerini” açıkladı.

*

Giriyoruz “yandaş medya arşivi”ne...
Haberler şöyle.

*

“Dursun Çiçek’in hazırladığı AKP’yi bitirme eylem planının altında Korgeneral Mehmet Eröz’ün imzası var. Aynı korgeneral, daha önce de Ergenekon’dan sorgulanmıştı.”

*

“Camileri bombalayıp, kendi F16’mızı düşürerek, darbe yapmayı planlayan muvazzaflar arasında, Tuğamiral Cem Çakmak da var. Tuğamiral Çakmak, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya teşebbüs ve silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan tutuklandı.”

*

Sonra?

*

Şili’den dönen Başbakan, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Aslan Güner’le toplandı.

*

O kimmiş?

*

“Kırmızı halı kaçkını Aslan Güner, First Lady Hayrünnisa Gül’ün elini sıkmadı. Özal’ın vefat ettiği gün, ambulansı tamire, doktoru izne gönderdiği söylenir. Akıl
danıştığı kişiler, Hurşit Tolon ve Tuncer Kılınç’tır. Ergenekon’un sivil kanadı ile sıkı irtibat halindedir.”

*

Başka?

*

Bence yeter.

*

“Limanları İsrail’e satmayın, mayınlı araziyi İsrail’e vermeyin” dediğimizde... “Neymiş İsrailliymiş, neymiş Yahudi’ymiş, ne yazık ki köhnemiş ideolojik yaklaşımlar bunlar... Paranın İsraillisi, dini, ırkı, vatanı olur mu? Üstelik, bunlar buraya geldiğinde, koskoca gemiler gelecek, alışveriş yapacaklar, paralı bu insanlar, bırak gelsin” meselesine hiç girmeyeyim...

*

Bi de ABD’de takılmış “Yahudi Cesaret Madalyası” meselesi var ki, ona hiç girmeyeyim!

Yılmaz ÖZDİL
yozdil@hurriyet.com.tr
2 Haziran 2010