1 Ekim 2012 Pazartesi

Artık “mızrak çuvala sığmıyor” usta!

Share AKP iktidarı işbaşı yapalı on yılı aşmak üzere. Küresel güçlerin taleplerini, içerde din sosu ile süsleyerek yediren ve hazmettiren Sayın Erdoğan iktidarını çıraklık, kalfalık ve ustalık evrelerine ayırmıştı. 
Tıkandığı her noktada kendilerine; ya muhalefetten veya Atlantik’in ülke içindeki diğer uzantılarından muhtıra ve kapatma davaları ile imdadına yetişilmiş, halkın AKP etrafında safları sıklaştırılmıştır. Kapatma, e-muhtıra ve yanlış muhalefet ile gücüne güç katan iktidar, var gücü ile küresel talepleri bir bir yerine getirmiştir. 
Her sefer de mağduriyete oynayan AKP iktidarına, millet destek vererek demokrasiyi geliştirdiğine inandırılmış. Hâlbuki darbeyi yaptıran güçlerin, şimdi AKP’nin arkasında olduğunu fark edememiştir. 
Bu anlayış “iktidar ne yaparsa doğru yapar ve mutlaka bir bildiği vardır” inancını doğurmuş ve iktidarın yaptığı her yanlışı onaylama gibi bir saplantıya, hatta mankurtçuluğa dönüşmüştür. 
Çıraklık ve kalfalık dönemlerinde neler olduğunu bir hatırlayalım: 
AB uyum yasaları adı altında içişlerimiz Avrupa Birliği’ne teslim edilmiş, terörle mücadele başta olmak üzere, devlete ait tüm kırmızı çizgilerimiz yok edilmiştir. Karşılığında ise “Avrupa’ya giriyoruz” yalanı seslendirilmiş. 
Avrupa’ya girdik diye bayramlar yapılmış, Başbakan Erdoğan bu bayram kutlamalarında “Avrupa’nın Fatihi” ilan edilmiş ve on binler hava alanlarına akın etmişti. Bugün Avrupa Birliği yalanından hiç bahsetmeyen iktidar, o yalan karşılığında acaba neleri vermiş, ülkenin hangi davalarını satmıştır? 
Bir hatırlayalım… 
İzinsiz ev ve araçların aranamayacağı hükme bağlanmış, sıfır olan terör eylemleri kültürel hakları tanıma ve “Kürt sorunu vardır” söylemlerinin ardından, yeniden hortlamaya başlamış. Hapiste olan PKK’nın siyasi vekilleri hapisten çıkarılmıştı. 
Kıbrıs AB’ye girmemize engel kabul edilmiş ve Annan Planı desteklenmiş, Kıbrıs Rum kesimi Türkiye imzası ile AB’ye girmiş ve Türkiye Ada’da işgalci konuma düşmüştür. 
Dinler Bahçesi kurulmuş, İslam ve Türk tarihinde ilk defa bir Başbakan tarafından kiliseler, tekbirlerle açılmıştır. Zina suç kapsamından çıkarılmış, Domuz eti kasaplık et statüsüne sokulmuştur. Yabancılara toprak satışı çıkarılan kanunlarla gerçekleştirilmiş ve azınlık vakıflarına tarihi binalar peşkeş çekilmiştir. 
PETKİM, POAŞ, SEKA, GALATAPORT, TELEKOM gibi ülkenin en stratejik yüzlerce kurumları satılmış ve kimilerinin kasalarında satılan fiyat değerinde paralar unutulmuştur. 
Maden ve petrol yasaları ile ülkenin tüm yeraltı kaynakları yabancılara satılmış, Tahkim yasaları ile satışlar garanti altına alınmıştır. Kuzey Irak oluşumu, özel anlaşmalar ile tanınmış ve bu gün Irak merkezi hükümeti danışıklı-dövüş ile bypas edilerek, ilan edilmemiş Kürt devleti filen tanınmıştır. 
Çıraklık ve kalfalık döneminde; büyük ustalıkla tüm dış talepler yerine getirilmiş ve her icraatın savunması iktidar tarafından din-iman tartışmaları altında yapılmış, başörtüsü savunmaları ile örtülmüştür. 

Ancak AKP’nin Suriye politikası, onca yalan, yanlış ve numaraya rağmen halk tarafından şüphe ile karşılanıyor. 
İktidarda ustalık dönemini yaşadığımız Erdoğan’a halk soruyor “Suriye bizim komşumuz, ticaretimizi kestik milyarlarca dolar zararımız var, eli silahlı isyancıları neden destekliyoruz? Bu kadar ekonomik sıkıntıda olmamıza rağmen, niçin çadır kentler açarak milyarlarımız akıtılıyor?”
“Bu işin sonu ne olacak ve ne kadar sürecek? Suriye ile savaşmamızı kim ve ne için istiyor? Suriye’ye demokrasi götürmek neden bizim işimiz olsun? Biz çok mu demokratız?” gibi sorularla halk sorgulamaya başlamıştır. 
Yapılan anketlere göre; AKP tabanının dahi yüzde doksan beşi Erdoğan’ın Suriye konusunda ülkeyi yanlışa sürüklediğini düşünüyor. 
Çıraklık, kalfalık dönemlerinde ki gibi halkın gözü artık kapalı değil. 
Usta Erdoğan Suriye’de yakayı ele vermiş gözüküyor. 
Artık “mızrak çuvala sığmıyor” Ustaaa! 

Yusuf KARACA

Kaynak : http://www.yenimesaj.com.tr/?artikel%2C12003151

AKP Diyarbakır milletvekili Galip Ensarioğlu : "PKK seçime girip gelsin"

Share
AKP Diyarbakır milletvekili Galip Ensarioğlu, yerel yönetimlerin güçlendirildiği bir modelde (eyalet sistemi) PKK'nın seçime girip, seçildikten sonra gelmesini istedi.

PKK bir yıldır sadece top çeviriyor. (2012: 144 Şehit) Oysa her örgütün ve her eylemin bir hedefi vardır. PKK'nın ise bir hedefi yok. PKK'nın içindeki hiçbir kanat örgüte hedef koyamıyor. Bu örgüt, sadece Öcalan'ın hedef koymasına alışmış"

"Öcalan şu anda en güçlü konumunda. PKK, Öcalansız hiçbir şey yapamayacağını gördü. Şimdi BDP, KCK, PKK hep birlikte yeni baştan Öcalan diyorlar"

Kaynak : Banu AVAR - https://www.facebook.com/photo.php?pid=2015250&l=8128ff07cf&id=123521044324584