29 Ağustos 2009 Cumartesi

Kürt Sorunu & Terör Sorunu

Share 10 maddede Kürt sorunu

Haftalardır “Kürt sorununa demokratik açılım” diye kıyametler kopuyor. Öte yanda “Demokratik açılım”dan söz edenler en demokratik hakkını kullanarak “terör örgütüyle pazarlık yapılmaz” veya “üniter devleti tehlikeye atacak bir girişimin yanında olmalıyız” diyen muhalefet partilerine hakaretler yağdırıyorlar.

DTP Genel Başkanı Ahmet Türk “Kürt sorununun çözümünün MHP ile CHP’nin misyonunu bitireceğini” söylediği açıklamada “Bir bütün olarak DTP, AKP, Öcalan bu sorunun üniter yapı içinde çözüleceğini ifade ettik” diyor. Yani halkın oylarıyla (hem de DTP oylarının kat kat üstünde oylarla) Meclis’e gelmiş iki büyük muhalefet partisine fena halde bozuluyor, onların diyaloglarına “düzeysiz tartışma, misyonları bitecek” diyor ama terör örgütünün başını kendi partisiyle olduğu gibi Türkiye’nin hükümeti ile de eşdeğer önemde tutuyor.

Şaşacak bir şey yok aslında; Eruh ve Şemdinli’de PKK’nın ilk silahlı eylemini gerçekleştirdiği tarih olan 15 Ağustos için “Yaşasın 15 Ağustos” coşkusu gösteren DTP’li Emine Ayna’nın birkaç ay önce “Öcalan legal biridir” dediği terörist başını da, “istediklerimizi alamazsak Güneydoğu’yu savaş alanına çeviririz” diyen terör örgütünü de aynen DTP gibi baştacı eden ama aynı anda muhalefet partilerine ve bu ülkenin ordusuna, Genelkurmay Başkanı’na en ağır hakaretleri reva gören nice köşe yazarı ve gazete bulunmakta bu ülkede... Neye şaşacağız ki? Doğrularla yanlışların tepetaklak edilip, elbirliğiyle birbirine karıştırıldığı bir ortamda artık şaşırma lüksünüz olamaz. En önemli kararların, gelişmelerin üstü yepyeni bir şok gelişmeyle örtülür, dikkatler oraya yoğunlaşırken diğer tarafta örneğin “yargı reformu” adı altında yargı tümüyle siyasi gücün baskısına alınır, en son duyan siz olursunuz. Artık süreç böyle işliyor.

İki hafta önce Adana havaalanında Adanalı dostlarla konuşurken önümüzdeki masada oturan bir hanım arkasına dönerek bana bir Kürt aşiretinden olduğunu, aynı zamanda okurum ve izleyicim olduğunu belirttikten sonra şöyle dedi: “DTP’nin Kürtleri temsil ettiği doğru değil. Aldığı oyların çoğunu da PKK’nın mahalle mahalle estirdiği terör sonucunda alıyor. Kürt sorunu Kürt sorunu diye ortaya çıktıklarında biz çoğu Kürt utanıyoruz.”

MADEM Kİ ÜNİTER DEVLET?

Daha önce benzer sözleri bir restoranda yanıma gelerek konuşan bir Kürt garsondan da duymuştum. Ben Güneydoğu’da yaşamadığım için bunların doğruluk derecesinden emin olamam ama eğer DTP (“20 milyon Kürt var” dedikten sonra aldığı 2 milyon oy ile) Kürt vatandaşların temsilcisi ise o zaman daha samimi davranması, yakınlıklarını daha önce defalarca dile getirdikleri terör örgütünün silah bırakması için mutlaka “Öcalan’ın muhatap alınmasını” istememesi gerekir.

Eğer bu bir terör sorunu değil de ısrarla tekrarlayıp durduğu gibi Kürt sorunu ise veya Başbakan Erdoğan’ın “Ulusa sesleniş” konuşmasında defalarca vurguladığı gibi demokrasi sorunu ise bu sorunu mesela 10 madde halinde açıklayabilirler mi?

Ahmet Türk’ün dediği gibi DTP, AKP (ve haydi Öcalan da) birlikte şu 10 maddeyi yazıp yayınlasınlar. Zira uluslararası terör örgütü listelerinde yer alan, birçok demokratik ülkenin terörist kabul ettiği bir örgütle ve lideriyle, aslına bakarsanız onları dilinden düşürmemekte ısrar eden, “kardeşimiz” diyen bir partiyle de “demokratik açılım” olmaz. Hiçbir iktidar da “sonunda bedelini bütün ülkenin ödeyeceği” bir hamleyi, “bedeli ne olursa olsun yapacağız” yaklaşımıyla göze alamaz. Almaması gerekir.

RASMUSSEN VE TALABANİ

Nato Genel Sekreteri Rasmussen bile “Önce PKK koşulsuz silah bırakmalı” derken, hatta Talabani bile “PKK silah bırakmalı” derken hükümetin bu açılımda diyaloğa önce bu şartla başlamaması, “sevgi ve kardeşlik”ten söz edenlerin “silah bırakma” da değil, önce terör örgütünün tasfiyesini hiç dile getirmemesi ortada duran dev bir çelişkidir. 

Madem ki “üniter devlet, tek devlet-tek millet” noktasındayız ve bunun aksini kimse istemiyor o zaman yıllardır süren bu vahşi terör eylemlerinin ve PKK’nın varlığının sebebi olan ciddi sorun, eksik olan haklar nedir?

Ahmet Türk “İspanya’da Katalan halkı”nı örnek veriyor ve “İspanya’nın üniter yapısı bozulmadı” diyor ama Katalanlar’ın asla etnisiteye dayalı bir teröre karışmadığını, onlara verilen hakların da “sadece kültürel kimlikle” ilgili olduğunu söylemiyor.

Terörle sorun halletmeye kalkan Bask’ların ise hâlâ terörü bitirmediğini, orada da terörle sorunların çözülmediğini de...

“Kürt sorunu”nu 10 madde halinde rica edebilir miyiz?


Ruhat Mengi

http://haber.gazetevatan.com

28.08.2009 

0 Yorum Yaz:

Yorum Gönder