23 Şubat 2010 Salı

Gözaltına Almak Yetmez!

Share GÖZALTINA   ALMAK  YETMEZ:
İhbarı yapan kim; Mehmet Baransu-  Taraf Gazetesi Muhabiri- Zaman Grubuna ait Aksiyon Dergisi eski muhabiri, Kürt kökenli bir aileye mensup. 4yıl ABD’de kaldı. Belgeler bavulla kendisine geliyor. Fakat bavulla belge getirenleri tanımıyor. Yasemin Çongar’ın CIA çalışanı olan eşi ile ABD’den dost.
İhbarı Yayınlayan kim: Taraf Gazetesi. Devlet ve Ordu düşmanı haberlerin sürekli olarak verildiği, ekonomik kaynağının  ve zararların  karşılanmasının bazı cemaatler ve dış kaynaklı fonlar tarafından karşılandığı gazete. Çetin Altan’ın oğlanlarından birinin Genel Yayın Yönetmeni, CIA çalışanı eşinin Yardımcısı olduğu  iki kişi tarafından yönetilen yayın organı.
Gözaltı’na Alma Kararını verenler kim: Adına Ergenekon denen davanın Savcıları. Bu Savcıların uygulamalarından şikayet eden hukuk adamlarının ortak talebi nedir? Tutuklamaların cezaya dönmesi ve insanların haksız yere, uzun süre cezaevinde tutuklu kalmaları. Şu örnek veriliyor: Bir şüphelinin evinde bulunan 150 yıllık antika tüfek yanlışlıkla!  Otomatik ağır silah diye yazılmış, mahkeme sürecinde doğrunun anlaşılması, bilirkişi raporu derken gerçek 1 yıl sonra anlaşılıyor ve adam boşu boşuna 1 yıl yatıyor. Peki bu Savcıların uygulamaları ile ilgili olarak HSYK’na şikayet var mı? Yüzlerce var. Bu şikayetleri yürürlüğe koymayan makam neresi? Ali Dibo şaibesi ile suçlanan Sadullah Ergin’in başında bulunduğu Adalet Bakanlığı.
Gözaltına Alınanlar kim: Eski Hava Kuvvetleri Komutanı, Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı, Eski 1.Ordu Komutanı, Korgeneraller, Tümgeneraller, Albaylar ve diğerleri. Toplam 49 kişi. Dönemin Genel Kurmay Başkanı kim: Orgeneral Hilmi Özkök. (Savcıların ayağına gidip, beraberce köfte yedikleri komutan). Bu iddia edilenler gerçekse, Hilmi Özkök ne iş yaparmış o zaman? Anlatsana Hocam!
Gözaltına alınanlar arasında kelimenin tam anlamıyla “CUK” oturan bir isim var. Emekli Korgeneral Engin Alan. Apo denen pisliği kulağından tutup, yakalayıp getiren komutan. Nasıl yakalarsın sen Kürtçü- Bölücü İsyan Hareketinin Elebaşısını, kimsin sen, dercesine Alan Paşa’da gözaltında.

Ne ile Suçlanıyorlar: Hükümeti yıkmak için, Camileri bombalamak, kendi uçağını düşürmek, 200 bin kişiyi stadlara toplamak, vs.
Gözaltılar ne zaman oluyor: HSYK’nun Erzurum daki özel yetkili Savcıların, yetkilerini aldığı günün ertesi ve dosyanın tekrar Erzurum’a  gönderildiği  aynı gün.
Bu Dosya Hakkında GİZLİLİK Kararı var mı: Hayır yok. Komutanların Adliye’ye gelişlerinin resimlerinin servis edilmelerinden, sorgu sırasında söylenenlerin Avukatlardan evvel,dinci basına servis edilmesine kadar her şey sonsuz bir özgürlük ortamı içinde geçiyor. Peki Deniz Feneri denen Sadaka dolandırıcılığı davasından neden haber alamıyoruz? GİZLİLİK Kararı var! Ama bu bir hırsızlık davası, neden gizli olsun? Ordunuzu teslim ettiğiniz Generallerin Haysiyetlerinin toplamı, bir tane ZAHİD AKMAN  eder mi? AKP adaletine göre etmez. Sevsinler senin adaletini.
Türkiye’yi Kim Yönetiyor, Demokrasi’yi kim Savunuyor: Türkiye’yi, Anayasa Mahkemesi tarafından, Lâiklik karşıtı eylemlerin odağı kabul edilmiş ve mahkûm edilmiş AKP’nin içinden çıkan bir hükümet yönetiyor. Başta Başbakan olmak üzere, AKP Grubunun üçte ikisi hakkında çeşitli suçlardan oluşan dokunulmazlıkları kaldırma talebi var. Bunlar “zimmet-dolandırıcılık-ihaleye fesat karıştırmak gibi dosyalardır. Türkiye’de Tarikatlar faaliyette midir? Bunlar Hükümette ve Devlet kadrolarını ele geçirmede etkin midirler? Medya’da organize midirler? Demokrasi’yi bunlar mı savunmaktadır? Evet Tarikatlar  yasal olarak yasak olmasına rağmen fiili olarak faaliyettedirler. Hükümette son derece etkilidirler. Devleti en hassas kurumlarına kadar ele geçirmişlerdir. Demokrasi’nin nimetlerinden yararlanarak, demokrasiyi boğup, İslam Cumhuriyetini kurmak istemektedirler. Anayasa’daki Cumhuriyeti korumak için and içmiş CUMHURİYETİN SAVCILARI bunları görmez mi?   Herhalde görmek istemiyorlar.
Peki bunlar TSK’nin başına neden gelir: Bu, ABD tarafından kurgulanan, senaryosu yazılan ve zavallı piyonların figüranlığını yaptığı bir oyunun sonucudur. ABD ve kuklaları bu oyunda başarılı olabilirler mi?  Elbette ki hayır. Biz Atatürkçüler bu oyunu nasıl bozacağımızı çok iyi biliyoruz. Sanılmasın ki sessizliğimiz çekindiğimiz içindir. Nereye kadar cüret edebileceklerini öğrenmeye çalışıyoruz. Sonrasını hep beraber göreceğiz.
 Bu yazıyı Pazartesi öğleden sonra yazıyordum. İçimden bir şey eksikmiş gibi bir his geçiyordu. CNN Türk Televizyonunu açınca o eksik tamamlandı. Cengiz Candar ve Hasan Cemal yan yana oturmuşlar karşılarında daha dün basına tüküren “LAMA BÜLENT” , ağızlar fiyonk olmuş, yapılan operasyonların,”Değişen Devletin Olumlu Sancıları” olduğunu söylüyorlardı. Bülent Bey siyasi bir kişi. Nasılsa hesabını verecek. Ya diğer ikisine ne demeli. Onlara değil, onlara o mikrofonu veren Aydın Doğan’a söylemek lazım. Söyleyelim mi? Peki; Aydın Bey duydum ki Umre’ye gitmişsiniz. Ama Milletin sizin için söylediklerini duysanız, değil bir defa umreye gitmek, oradan hiç gelmezsiniz.
Ey  AKP Yönetimi, elinden geleni ardına koyma, gözaltına almak yetmez, zindanlara da atsan Türk Milleti, Komutanlarına yaptıklarının hesabını SANDIKTA senden soracak. Sonra da Türk Adaleti çuvalı dibinden tutup silkeleyecek. Seyreyle o zaman gümbürtüyü..
Sağlık ve başarı dileklerimle,    
23. Şubat. 2010

Rifat Serdaroğlu
Eski Sağlık ve Devlet Bakanı

rifatserdaroglu@gmail.com
rifatserdaroglu@superonline.com

0 532 2110011

0 Yorum Yaz:

Yorum Gönder